Ulu Babacan: “14 Mayıs’ta Kazanacağımız Galibiyet Avrupa’da, Asya’da, Afrika’da ve Amerika’da Demokrasi Mücadelesi Verenler İçin Imge Olacak”

El Erki ve Hareketli Partisi (ILAÇ) Umumi Başkanı Ali Babacan, “İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nde” konuştu. Babacan, “Zaman ülkemizde dahi otokrat yönetimine karşı bire bir ayar mücadelesi var. Kurumların bulunmayan edildiği, kuralların tanınmadığı, hususiyet devletinin ayaklar altına alındığı tıpkı yönetime cebin açık mahallelerin kuma ayrımsız mücadelesi var şu anda ve bu mücadele şu anda bu salonda ve bu mücadele şu anda Millet İttifakı çatısı altında yürüyen aynı uğraş… İşte bizler bu demokrasi feryadının sesiyiz. Şeş lime birbirinden çok ayrımlı parti, evvel önceki Türkiye’nin yarınlarında, demokrasi amacıyla, parlamenter hep amacıyla buluştu, bire bir araya geldi. Kanunuesasi çalışmamızı bitirdik. Millet İttifakı yerine yapacağız ve 14 Mayıs’ta kazanacağımız zafer Avrupa’dahi, Asya’de, Afrika’birlikte ve Amerika’bile demokratlık mücadelesi verenler üzere düş olacak. Türkiye başardıysa tığ üstelik başarırız diyecekler” diye niteleyerek konuştu.

İzmir Büyükşehir Belediyesi yoluyla planlı İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi, beşinci gününde sürüyor. “Geleceğin Türkiye’sini nesir ediyoruz” sloganı ve “Millet İttifakı Umumi Başkanlar Buluşması” başlıklı oturumunda Budun İttifakı Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, El Erki ve Hücum (ÇARE) Partisi Umumi Başkanı Mehabetli Babacan, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Tevazulu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun birlikte İYİ Tümen Umumi Başbuğ Yardımcısı Ümit Özlale katıldı. Babacan konuşmasında şunları söyledi:

“ŞEFFAFLIK AZALDIĞINDA DEVLET FAKİRLEŞİYOR. YOLSUZLUK ÇOĞALDIĞINDA TALIH FAKİRLEŞİYOR”

“100 yıl sonraları baştan ülkemiz tıpkısı el erki eşiğindeyken iktisat konuşuyoruz. 100 sene sonra bağımsızlığımızın tıpkısı asrı devirdiği günlerde baştan ekonomi konuşuyoruz. Bahis ekonomi olunca arada bir, anlaşılması tahakküm kelimeler havada uçuşuyor. Endojen, eksojen faktörler, ortodoks, heterodoks yaklaşımlar, epistemolojik kopuşlar, kelimeler alıyor başını gidiyor. Ben kabil olduğunca sade anlatmaya çalışacağım. Haddinden Fazla değil hoppadak serencam 20 yıldan ibret almamız gereken beş altı grafikle kazanmak istiyorum. Arkada enflasyon oranlarını görüyorsunuz. 34 almanak bire bir 2 evre, 3 haneli şişkinlik döneminden sonra pahalılık biricik haneye iniyor. 2012-2013 yılları yeryüzü kayırıcı bekçi, serencam yıllarda gine para şişkinliği alıyor başını gidiyor. Bunu şöyle tıpkısı foto hafızamızda tutalım derakap ikinci grafiğe geçelim. Bu üstelik milli dirimsel, 3 bin küsür dolarlardan başlıyor. Yeniden 2012-2013 yıllarında zirveye ulaşıyor. Peşi Sıra gine benzeri düşüş trendine giriyor. Bunu birlikte foto hafızamıza tıpkısı koyalım, üçüncü ve sonuç grafiği gösterelim. Bu üstelik saydamlık endeksi; Türkiye, Arsıulusal Şeffaflık Örgütü’nün, saydamlık endeksinde evet üstelik tersten okuduğunuzda Yolsuzluk Takanak Endeksi’nde kırıcı ayrımsız noktadan başlıyor 2012-2013’te yeniden zirveye ulaşıyor sonra esasen adi doğru düşüyor. Bu üç çizge aslında bize neyi gösteriyor? Siz enflasyonu bağan ve öngörülebilir hale indirdiğinizde iktisadi nema geliyor. Yine şeffaflık ne kadar yükselirse, yöntemsizlik endeksinde mevki hangi büyüklüğünde aşağıya akıllıcasına inerse tutum o kadar büyüyor. Şeffaflık azaldığında devlet fakirleşiyor. Yolsuzluk çoğaldığında ülke fakirleşiyor. Bu üç grafiğin özeti bu asıl mesajlar.

“HANGI KADAR ÇOKÇA DEMOKRASİ O KADAR EKONOMİ”

Tutum amacıyla olmazsa olmaz genişlik şanlı iki kavramdan az buçuk konuşmak istiyorum; Ahbaplık ve yetişek, olmazsa olamaz. Türkiye’nin zirvede olduğu yıllarda bundan haddinden fazla bahsediyorduk. Hassaten 2013’te benim en üst katıldığım İzmir İktisat Kongresi’nin 90’ıncı yılında kim sanırım o en son kongreydi, 10 yıldır yapılmadı. Burada bu kürsüde ayrımsız müşavere yaptım dedim kim, ‘2023’e hedef koyduk 25 bin dolar milli gelir hedefi, 2 trilyon bütün milli gelir hedefi ve ihracatta de 500 milyar dolarlık ayrımsız garaz koyduk amma şayet eğitimde ve hukukta gerekenleri yapmazsak bu mutluluk ölçülü dirimsel tuzağına düşecek’ demiştim. Bundan bilcümle 10 yıl geçmiş 2013 İzmir İktisat Kongresi’nin 90’ıncı yıl dönümünde ve maatteessüf düştük. Şu anda büyüklük tıpkısı mutedil dirimsel tuzağında fakat bu tuzaktan çıkış olabilir, endişeye mahal namevcut. Doğruları yaptığımız sürece Türkiye bu tuzağı kırıp atar, Türkiye yükselir ve erdemli gelirli ülkeler grubuna ferah ferah girebilir. Bu tuzaktan elbette çıkacağımızı bile gayet bereketli biliyoruz. Biliyoruz kim, ne kadar haddinden fazla demokratlık o kadar ekonomi… Ne büyüklüğünde doğruluk o büyüklüğünde ekonomi, ne büyüklüğünde liyakat o kadar iktisat, hangi büyüklüğünde eğitim o büyüklüğünde tutum… Ülkemizi bu çoklu akse ortamından çıkartmak hem bugünkü dünyanın gerçeklerini gür görmemiz, anlamamız hem dahi ülkemizin zarfında bulunduğumuz durumu bereketli çözümleme etmemizden geçiyor.

“YASALARA BİR KAĞIT PARÇASI MUAMELESİ YAPILDIĞINDA O ÜLKENİN EKONOMİK GELİŞMİŞLİKTEN BAHSETMESİ OLANAKLI OLANAKSIZ”

Dünya bugün haddinden fazla açık, çok üzücü tıpkısı ayrıma gidiyor. Dünyanın kip çokça köşesinde otokratlarla el erki mücadelecileri şu anda karşı karşıya, otokratlara alın demokratların verdiği mücadeleyi takatli çokça coğrafyada görüyoruz şu anda, bu savaşım Avrupa’birlikte var, Asya’bile var, Afrika’de var, Amerika’da var. Zaman ülkemizde dahi otokrat yönetimine alın tıpkısı mesabe mücadelesi var. Kurumların yok edildiği, kuralların tanınmadığı, ahbaplık devletinin ayaklar altına alındığı bire bir yönetime cebin geniş mahallelerin ortak tıpkı mücadelesi var şu anda ve bu mücadele şu anda bu salonda ve bu savaş şu anda Kavim İttifakı çatısı altında giden aynı savaşım… İşte bizler bu demokratlık feryadının sesiyiz. Bu ülkede arsıulusal anlaşmalara, Kanunuesasi’evet, yasalara ayrımsız kağıt parçası muamelesi yapıldığında o ülkenin iktisadi gelişmişlikten bahsetmesi türlü imkânsız, olanaksız. ‘AİHM kararlarına, Anayasa mahkememizin kendi kararlarına istinkâf etmek duymuyorum, uymuyorum’ diyenlerin yönettiği tıpkısı ülkede refahtan bahsedilemez. Zaten rütbe, adım, mertebe zenginlik düşüyor gördük. Bu ülkenin sorunlarının çözümü hukuktan geçiyor, adil geçiyor. Bu ülkenin sorunlarının çözümü eşitlikten geçiyor, koca haklarından geçiyor, hamur anlamda işlek benzeri demokrasiden geçiyor. Siz ‘ahbaplık bir kağıt parçasıdır’ diyerek zihninizin gerisindeki eğer açığa çıkarırsanız bu memleketi düştüğü çukurdan katiyen ama asla kurtaramazsınız. Sunu önemlisi de beka, beka diye niteleyerek günaşırı ülkeye ocumak pompalayan şu andaki yönetim, ülkemizin hamur anlamda kalıcılık sorunlarının tamam de ortasına düşürmüş durumda… Zaman eğer benzeri ülkenin fehamet başkanı gidip bile bir ayrıksı ülkenin mehabet başkanından 3 bilyon dolar, öbürüne gidip 5 milyar dolar, öbürüne gidip ‘doğalgaz ödemelerimizi ertele’ geçmek zorunda kalıyorsa bu ülkenin iktisadi bağımsızlığı bundan sonra risk altına girmiş demektir.

“OTOKRASİYLE YÖNETİLEN ÜLKELERDE ANCAK BİR APAZ ZENGİN TÜRER”

Otokratik tıpkısı yönetimde toplumun topyekün zenginleşmesinden söz edilemez. Otokrasiyle yönetilen ülkelerde fakat ayrımsız avuç ensesi kalın türer. Tıpkı şu anda olduğu kabilinden… Kurumların zayıfladığı, duraç bazlı yönetimin terk edildiği aynı ülkede punt eşitliğinden bayram edilemez. Çünkü adalet vakit kaybetmeden yargının hızlı ve düzgün çalışması değildir. Adalet aynı zamanda toplumsal adalettir. Adalet bir zamanda okazyon eşitliğidir. İşe girerken fırsat eşitliğidir, işte yükselirken vesile eşitliğidir. Ticarette, sanayide fırsat eşitliğidir. Adalet haddinden fazla serbest tıpkı kavramdır ve maalesef serencam yıllarda, çabucak sonuç 2 yılda milli gelirden alınan payı gösteriyor bakın, bunlar TÜİK verileri yani TÜİK’e de inanıyorsak. 2020’birlikte ücretlilerin milli gelirden aldığı hisse yüzde 37 iken yüzde 25’e düşmüş, gelişim gücünün milli gelirden aldığı hisse… Olur sermayenin aldığı pay? Bilcümle o kadar yükselmiş. Resülmal ne demek? Varlığı olan emretmek değil mi, parası, pulu varlığı olan geçmek. Girmek kim elinde filhakika varlığı olanın milli gelirden aldığı behre yükselmiş, aylık ücretle geçinmeye etkin insanların milli gelirden aldığı pay sakıt… Merhum Özal’ın dediği kabil, ‘Türkiye’bile mutedil gelirli vatandaşlarımız, yani ölçülü ağaç çökmüş’ bu grafik bunu gösteriyor. Peki hangi yapacağız, elbet çıkacağız buradan, beş altı bilahare geleceğim amma şöyle dünyaya tıpkısı hızlıca bakmamız gerekiyor. Zira dünyayı körlemeden, dünyanın şu anda içinden geçmekte olduğu zor dönemi dolgunca körlemeden Türkiye’nin sorunlarına çözüm bulmamız de süssüz kaçınan. Bakın BM sisteminin kurulmasından bu yana jeopolitik dengelerin yeryüzü haddinden fazla bozulduğu bire bir dönemden geçiyoruz şu anda, bir lahzada kuzeyimizde iki komşumuz kavga halinde, güneyimizde 10 yılı fazla süredir devam eden bire bir iç savaş tablosu var. Pandemiyle bozulan tedbir zincirleri daha bozuk dengesine kavuşabilmiş değil. Geri Hizmet, tedarik zinciri tamamen değişti. Ülkeler bundan sonra imdi, tümce olarak namına daha çok yakın ve teferruatlı vadede güvenebildiği ülkelerden bulmak istiyorlar alacakları ürünleri bu da tabiatıyla Türkiye’ye haddinden fazla makro ayrımsız okazyon açıyor…

Tığ Merhem Partisi yerine bundan umum 3 yıl evvel partimizi kurduğumuzda arz koskocaman say alanlarından ayrımsız tanesi ülkemizin yarınlarıyla ilgili hazırlıklardı. Mecmu 22 alanda tıpkı hükümetin 360 derece her alanda neler yapması gerektiğiyle ilgilendiren binlerce sayfalık bir düzentileme yaptık. Kâffesi realist, hepsi uygulanabilir. Takvime bağladık, hepsinin bütçesini hazırladık.

“YAŞADIĞIMIZ BÜTÜN KRİZLERİ SUNMA HIZLI ÇÖZECEK KISIRLAŞTIRMA BURADA, HAZIRIZ”

Lahzada takiben de 6 parti olarak benzeri araya gelerek, yine Cumhuriyet Altını tarihimizde yapılmamış bir işi başardık ve ‘Ortak Politikalar Anlaşma Metnimizi hazırladık ve kamuoyuna açıkladık. Umum 2 bin 300 özellik tarihimizde hakeza bir madde yok. Altı çıngı birbirinden haddinden fazla değişik fırka, önce geçmiş Türkiye’nin yarınlarında, demokrasi amacıyla, vekil hep üzere buluştu, bir araya geldi. Anayasa çalışmamızı bitirdik. 84 maddelik bir Temel değişikliği paketimizi açıkladık. Hükümetten tek gürültülü bulunmayan, ‘bakir anayasa’ diyorlar. Arasında tek molekül namevcut. Biz bitirdik, açıkladık. Takiben dahi tarihimizde gerçekleşmeyen bir başarıya imza attık. Şeş imzayla 2 bin 300 maddelik eylem planının beherglas kelimesinde uygun kaldık. Bu tamlık tıpkı Türkiye mutabakatı… Bu 2 bin 300 maddenin inanın, şöyle ayrımsız yüzdelik 60-70’ini gerçekleştirelim 5 yılda, Türkiye kanatlanır uçar. Birlik aynı hazine var burada kaynak, rastgele alanda eğitimden, hukuka, sağlıktan, ekonomiye, dış politikaya güvenliğe büyüklüğünde rastgele alanda hazırız. Bugüne kadar hiçbir politik partinin evet dahi partiler grubunun olmadığı büyüklüğünde biz bu ülkeyi yönetmeye hazırız. Kıytırık çok büyük aynı eşikteyiz. Az Buçuk önceki sayın Kılıçdaroğlu, dört kıta anne sütundan bahsetti. Hepsi birbirinden kocaman sütunlar ve bu sütunların sapasağlam bakir kazançlı modelimizi ayakta tutak sütunlar. Bu sütunlardan benzeri tanesi olmasa sistem topallar, olanaksız. Bilcümle ayaklarını, bilcümle sütunlarını akva tutacağız ki ülkemizin türe ettiği o cıvıl cıvıl, sürdürülebilir ve ayrıntılı tahaccüm modeline bilcümle bu arada geçeceğiz. Süfli önemli tıpkı eşikteyiz ve bilcümle bu çalışmalarda bana sorsanız ‘yer muhteşem, bu işin püf noktası nedir, nereden almak gerekiyor?’ Benim cevabım ne evet biliyor musunuz? Özgürlükler; rapor özgürlüğü, basın özgürlüğü ve bunu fora etmek inanın o kadar hızlı olacak kim, önce 90 an…

“İNŞALLAH SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ”

İnşallah sayın Cumhurbaşkanımız ahit töreninden sonraları herhalde tıpkısı müracaat tamam diye niteleyerek hesap pusulası ediyorum. Ego şöyle üç kesim tamlık önereceğim kendisine tabii ölçüm kendisinde tamam o gün ama, ‘ey  matbuat mensupları, bucak yazarları, düşünürlerimiz, yazarlarımız, çizerlerimiz şöyle bire bir derin çağ alın imdi özgürsünüz ya’ Yargının bağımsızlığı mı, dönüp hakimlerimize, savcılarımıza, ‘altın hakimlerimiz, zer savcılarımız imdi rahat olun, Esas’ya, yasalara bakın vicdanınızın sesini dinleyin, kararlarınızı alın’ bu büyüklüğünde, yargının bağımsızlığı bu kadar kıytırık inanın amma yargının bağımsızken, tarafsız zahir çalışılabileceği o ayrı mesele burada yazıyor, etki reformu var onu açmak zorundayız. Anayasa değişikliğiyle ve çokça kapsamlı bir hız reformuyla hür müteharrik yargımızın ayrımsız zamanda nötr ve uluslararası standartlarında Avrupa Konseyi ve KEZ normlarında gelişim yapabilmesini temin etmek için çok adım atmamız gerekiyor, yapılacak çokça hareket var. Endişeye mevzi namevcut. Tığ millet olarak, 1921’üstelik Halas Savaşı’nı Divan ve hukukun üstünlüğüyle taçlandırmış tıpkısı milletiz. Kavga devam ederken Divan’i işveren, mecliste herhangi bir şeyin anahtar altına alındığı cephede bizim askerlerimizi tutacak ve ulaştıracak olan buradaki hukuktur’ diyen tıpkı gelenekten geliyoruz tığ. Henüz pres şartlarda 1923’te Cumhuriyet’i biz kurduk. 1950’bile demokrasiye doğru çok mefret bir adımı hep bu arada budun namına tığ attık. 27 Mayıs’ta, 12 Eylül’da, 28 Şubat’ta, 27 Nisan’dahi, 15 Temmuz’birlikte bu milletin iradesine kastedenleri de tarihin tozlu sayfalarına gömdük. Bunu ulus kendisine biz yaptık, yine yapacağız gine başaracağız. Yaşadığımız bilcümle krizleri, hesaplı, hukuk, yetişek, keyif krizini hiç ayırt etmez. Hepsini genişlik hızlı çözecek mızıka burada, hazırız. Şüphesiz depremde o önce 1 aktarılma, 2 ahit milletin kendisi o enkazı kaldırdıysa yeniden bu ekonomik enkazı bu eğitim enkazını, bu ülfet enkazını milletimin kendisi kaldıracak hiç endişeniz olmasın.

“14 MAYIS’TA KAZANACAĞIMIZ GALEBE, AVRUPA’DA, ASYA’DA, AFRİKA’DA VE AMERİKA’DA DEMOKRASİ MÜCADELESİ VERENLER İÇİN UMUT OLACAK”

O grafikte gördüğünüz o gani yıllar o Türkiye’nin temiz yılları, özellikle vurguladığım tarihler, yani gençlerin interrail ile Avrupa’birlikte gezdiği o KYK burslarından artırdıkları parayla gidip Avrupa turu yaptığı yıllar. Emeklilerin hoşur bayağı birikimleriyle tekrar Avrupa’da dinlence yaptığı yıllar, serencam emsal telefon almanın ölçüsüz olmadığı, yeni mezunların çarçabuk işe girer girmez aldığı maaşla taksitini ödeyebileceği araba aldığı yıllar. Kira öder kabilinden aile sahibi olduğu yıllar, onların çok henüz iyisini inşallah yapacağız. Hep beraber yapacağız. Ulus İttifakı olarak yapacağız ve 14 Mayıs’ta kazanacağımız galebe Avrupa’birlikte, Asya’dahi, Afrika’da ve Amerika’de el erki mücadelesi verenler amacıyla rüya olacak. Türkiye başardıysa tığ üstelik başarırız diyecekler. Türkiye’nin bugünkü el erki mücadelesi Ortadoğu’üstelik, Balkanlar’birlikte, Kafkaslar’da sönen demokratlık umutlarını baştan yeşertecek. Kül bu coğrafyaya Türkiye demokrasisiyle, hukukun üstünlüğüyle tıpkısı sabah yeli kaynağı olacak. Bunu gerçekleştireceğiz ve Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında demokrasinin kalbi, İstanbul’bile, Ankara’birlikte, Antalya’de, Hakkari’de, Rize’de, Edirne’de ve olur İzmir’üstelik atacak. Hepinizi nazikâne dostça selamlıyorum.”

Share: