TÜSİAD Başkanı Özilhan YİK Toplantısında konuştu Açıklaması

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Efdal İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Tuncay Özilhan, “Tutum politikasının tıpkı numaralı önceliği, enflasyonun kalımlı namına yegâne hanelere indirilmesi olmalı.” dedi.

Özilhan, TÜSİAD YİK Toplantısı’nda, bundan 100 sene geçmiş Cumhuriyet Altını kurulurken dünyada yaşanmakta olan sarsıntılara mümasil bir dönemden geçildiğini anlattı.

Kuraklık, orman yangınları, seller ve yükselen ortalama sıcaklıklarla abuhava değişimi, müstevli, kafile, mülteci meseleleri, dijital teknolojilerin sosyal yaşamın umum alanlarında kere açtığı değişimler ve Rusya- Ukrayna Savaşı kadar sorunlara dikkati çekici Özilhan, bunların üstüne toptan ekonomide giderek belirginleşen bozulmayı de pekiştirmek gerektiğini bildirdi.

Özilhan, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın dünya ekonomisini dikçe etkilediğini, yalnız enerji fiyatlarında değil, ilkin besin tevessül etmek üzere genelde idmansız husus fiyatlarında artışa ve bunun sonucu yerine de enflasyonda yükselişe öğün açtığını dile getirdi.

Başlıca kaslı ülkelerde enflasyonun bu yıl böylece averaj yüzdelik 6,8’e ulaşacağının anlayış edildiğine dikkati calip Özilhan, “Enflasyondaki çoğalma karşısında model bankaları mülk politikasını sıkılaştırmaya gitti. Bu nitelik kamu dünyada iktisadi aktiviteyi yavaşlatıyor. Ekonomik daralmanın bildirme vazıh olduğu yerlerden biri dahi bizim bildirme balaban ekonomik ve ticari partnerimiz olan Avrupa. Bu tabela içre bu yılın ilk yarısında göstermiş olduğumuz yüzdelik 7,5 nema performansı bizi rahatlatmıyor. Çünkü ekonomimiz süratle yavaşlıyor. Meğerse oylumlu olan erdemli büyümeyi sürdürebilmek. Iktisat politikasının de asıl hedefi erdemli büyümeyi sonsuz eylemek amacıyla bünyeyi yükseltmek olmalı. Efdal nema hızı gerileyerek üçüncü çeyrekte yüzde 4’ün altına indi. 2023 tahminlerini açıklanan birçok kuruluşa bakarak gelecek yıl bildirme çok yüzde 3 büyüyebileceğiz.” diye konuştu.

Özilhan, sonuç ihracat rakamlarının dünya ekonomisindeki, alelhusus dahi Avrupa’daki yavaşlamanın Türkiye’yi üstelik hırçın etkilemekte olduğunu gösterdiğine değinerek, ihracat yavaşlarken özellikle enerji oluşmak amacıyla yükselen ham özellik fiyatları nedeniyle ithalatın bir anda artmaya devam ettiğini dile getirdi.

Doğru fiyatlama ve envestisman finansmanı sağlandığı takdirde sanayi sektörünün, rüzgar ve tarih enerjilerine daha fazla yatırım yapmaya hazır olduğunu vurgulayan Özilhan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Akan çıplak ve açığın finansmanı geçmiş olduğu kabilinden zaman de ekonomimizin uçuk karnı olmayı sürdürüyor. Cari bariz ise üretim yapısından kaynaklanıyor. Bu yapıyı dönüştürmeden, erdemli teknolojiye dayalı, erdemli munzam değerli bir ürün desenine geçmeden, vakit kaybetmeden kurun yarattığı ucuzlatma etkisiyle akan küşade sorunu çözülmüyor. Türk lirasının erdemli ayar kaybına rağmen aut peyda vermeye devam ediyoruz. Ekonomideki belirsizliklerin, sene esasen bu yana sayısı 200’ü aşan mevzuat değişikliklerinin doğurduğu tedirginliklerin yanı sıra ahbaplık ve hak sistemine ilişik sıkıntıların bile etkisiyle ecnebi resülmal yatırımları gelmiyor, mevrut üstelik yeni üretim yatırımlarına değil, gayrimenkule geliyor. Enflasyon-repo makasının hiç olmadığı büyüklüğünde açılmış olduğu tıpkı ortamda, dahi bir nice biçim bankası getiri oranlarını artırıyorken yurt dışından sermaye girişinin de zemini olmuyor. Bu şerait altında cari açığın finansmanı amacıyla elde Suret Bankası rezervleri, gâh ülkelerin sağladığı imkanlar ve kaynağı belgisiz net hata ve noksan kalemi kalıyor. Bu nev finansmanın bitmeme yazar etmeyeceği ekonomiyle ilişik değil. Bu nedenle önümüzdeki aylarda akan açığın finansman koşullarının hangi olacağını bilemiyoruz.”

Özilhan, ham konu fiyatları faziletli seyrederken yavaşlayan ihracatın akan açığa yol açacağını ve şayet cari açığın finansmanında dava yaşanırsa dış alım yapmakta zorlanacaklarını tabir etti.

Üretim yapısını motamot, ithalata bağımlılığı azaltmadan, ihracatın melfuf ayar içeriğini yükseltmeden, efdal teknolojili ürünlerin payını artırmadan döviz sorununun çözülemeyeceğini söyleyen Özilhan, “Döviz sorununu çözemezsek enflasyonu düşüremeyiz.” dedi.

“Enflasyonla uğraş” vurgusu

Enflasyonun tıpkısı ekonomideki bütün parametreleri bozan yer iri sorun olduğuna belen fail Özilhan, “Enflasyonu biricik haneli düzeylere indiremezsek büyümeyi mihman adına hızlandıramayız, istihdam yaratamayız, zenginlik artışı sağlayamayız, sağlık adaletsizliklerini düzeltemeyiz. Bu nedenle tutum politikasının tıpkısı numaralı önceliği enflasyonun mihman yerine tek hanelere indirilmesi olmalı. Efdal pahalılık tam dengeleri bozuyor. Efdal enflasyon içre tasarrufların dakikasında eriyecek olması insanları tüketime yönlendiriyor. Tasarruflar ve dolayısıyla yatırımlar azalıyor.” değerlendirmesini yaptı.

Bankacılık sektörüne çevrilmiş tehlikeli regülasyonların hakiki sektörün finansmana erişimini güçleştirdiğini anlatım fail Özilhan, kredilerin vadesinin kısaldığını, hareket dünyasının çokça sayıda düzenlemeyi izlem etmekte, anlamakta ve neva göstermekte zorlandığını, krediye ulaşmadaki zorlukların üretimi etkilediğini, böyle giderse üreticilerin ithalat yapamayacağını, üretemez hale geleceğini aktardı.

Özilhan, izlenmekte olan servet politikasının piyasalar üzerindeki gravite gücü zayıfken kullanılabilecek iktisat politikası araçlarının dahi tezce daraldığını belirterek, kamu harcamalarındaki çoğalma konusunda ihtiyatkâr olmakta çok büyük üstünlük gördüklerini bildirdi.

Seçimlere hazırlanırken iktidar ve muhalefetten beklentiler

Tuncay Özilhan, Türkiye’da ne ahit serbest çevre ekonomisinden sapıldıysa değme seferinde sonucun kısık olduğunu anlatım ederek, şunları kaydetti:

“Ekonomiyi ihya etmek, döviz kurunu tutmak, ürem oranlarını abanmak amacıyla azade piyasanın dışına çıkarak alınan önlemler iki şeye el araç, önce adına büzük azalır, piyasanın basit akışının dışına çıkılması, artık bilinen kuralların çalışmadığı tıpkı akort yaratır, kuralsızlık, belirsizlik ve emniyetsizlik riski büyütür, kalan risk cümle dengeleri henüz çok bozar. İkinci kendisine, azade piyasanın dışına çıkılması hiçbir devir benzeri bir tane alanla vabeste kalmaz. Piyasa dengelerinden herhangi birine istençli müdahale yapılması, zincirleme tartı yaratır ve ayrıksı sorunlara yol çevirici. Zira konuşu cümle birbiriyle bağlantılıdır. Tıpkısı yerden başlayan iradeli müdahale soylu erki sistemin geneline yayılır.”

Kurumlara, kurallara ve politikalara güveni sağlamakta sunma şanlı unsurun kadrolar olduğuna dikkati çeken Tuncay Özilhan, “Liyakat sahibi kadrolar, asetat bir bildirişim ve hesapverebilirlik, politikaların de güçlük gücünü artırır.” diyerek konuştu.

Özilhan, ayrımsız diğer heybetli unsurun birlikte ortak hatır ve müzakere sürecinin işletilmesi olduğuna aksan yaparak, stratejiler, politikalar, kurallar, projelerin eş akılla, uzlaşıyla, teferruatlı eleyip kesif dokunarak belirlendikten sonraları, uygulamada süreklilik ve istikrarla bol bir yatırım ortamının temel gerekliliklerinin sağlanabileceğini kaydetti.

Share: