The Wall Street Journal Türkiye ekonomisinin güçlenebileceğini yazdı

The Wall Street Journal, Türkiye’nin uyguladığı ortodoks olmayan politikalara karşın ekonominin, acun genelinde yumuşaması beklenen makroekonomik şerait ve dar dışı bağlantılarıyla tekrar güçlenebileceğini kaydetti.

ABD iktisat basınının kocaman gazetelerinden The Wall Street Journal, Türkiye ekonomisine ilişkin bir makale ele aldı.

Makalede, takatli güzeşte ayrımsız yılın peşi sıra yatırımcıların 2023’te büyüklük ekonomisinin mali zorlukların altından kalkamayacağı ya dahi ülkenin politikalarda değişikliğe başvurmak zorunda kalabileceğini düşünebilecekleri, fakat rastgele iki durumun birlikte gerçekleşmeyebileceği anlatım edildi.

Türkiye’nin yakından izlenen ödemeler dengesinin ekimde sadece kısaca 400 milyon dolar küşade verdiği tamlanan makalede, söz konusu verinin eski ay 2,9 milyar dolar kemiksiz şeklinde gerçekleştiği hatırlatıldı.

Makalede, mevsimsellikten arındırılmış haliyle ödemeler dengesi verilerindeki iyileşmenin kısmen elan yavaş olduğu kaydedilerek, buna karşın Türk lirasındaki derece kaybının, mütezayit turizm ve ihracatla ülkeye ihtiyacı olan dövizi getirdiği aktarıldı.

Türkiye’nin ekimde azalan akan açığının gerçek sebebinin mal fiyatlarındaki gerileme olduğuna değinilen makalede, “Türkiye ekonomisinin sunu vurgun noktası enerjide dışa bağımlı oluşu, amma velakin, Türk yatırımcıların yüzdelik 80 civarında seyreden enflasyondan sığınmak amacıyla zer ithalatına yönelmeleri birlikte tıpkı ayrıksı kebir hareketli.” ifadeleri kullanıldı.

Makalede, bahis konusu sebeplerin doların ruhlu, yer yağı ve mal fiyatlarının ise yükselişte olduğu bu yılda Türkiye’nin en haddinden fazla zorlanan ülkelerden biri olduğuna dikkati çekilerek, küresel enflasyondaki yavaşlama ile Türkiye’nin 2023’te bu nev zorlukları aşabileceği belirtildi.

Kur Korumalı Yatırım (KKM) kabil sistemlerle Türk lirasındaki ayar kaybının önüne geçildiği ve finansal sistemde oynaklığın azaltıldığı kaydedilen makalede, bankaların da daha çok elan dinç göründüğü aktarıldı.

Makalede, Türkiye Cumhuriyet Biçim Bankası’nın (TCMB) rezervlerinin serencam zamanların genişlik yükseğinde olduğu ancak, bu artışta Türkiye’nin jeopolitik müttefiklerinden sağladığı fonların şişman ehemmiyet en ettiği kaydedildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın pazartesi günü yaptığı konuşmada, 2023’te enflasyonun yüzde 20’lere gelmesini beklediğinin anımsatıldığı makalede, seçme döneminde enflasyonun bu seviyelere inmesinin sürpriz olmayacağı, Türkiye’dahi enflasyonun toptan trende paralel adına stabilize olduğu ve gelişmekte olan kâh ülkelerin birlikte yakında getiri indirimlerine başlayabileceği bildirildi.

Makalede, Türkiye’nin 2018’deki döviz krizine vurgu yapılarak, şunlar kaydedildi:

“O dönemde arsıulusal yatırımcıların olumsuz yaklaşımı, Türk bankalarının borçlarını çevirmesini zorlaştırdı. Bu kuruluşlar o zamandan bu yana döviz yükümlülüklerini azalttı ve gelirlerine paralel döviz borçlanmasına gitti. Yatırımcılar KKM kabil envestisman araçlarına yöneldi. Hükümetin arsıulusal fonlama hesabına yerel bankalara yönelmesiyle sıkı dışına döviz yükümlülükleri azalırken, dolar bazlı varlıkları da arttı. Bu kapsam TCMB’nin net arsıulusal rezervlerini 23 milyar dolara çıkarması ve sistemin çalışması için kullanmasıyla olanaklı oldu. Akıbet dönemde Tük lirasında oynaklığın azalması birlikte, hanehalkının döviz bazlı mevduatlarını bozdurmaya başlamasına amil oldu.”

Fon yöneticilerinin bu durumu tıpkısı tansık yerine nitelendirdikleri kaydedilen makalede, TCMB’nin bu rezervleri farklı ülkelerden swap ve forwardlar yoluyla takanak aldığı ve bunların tutarının kasımda 69 bilyon dolara ulaştığı belirtildi.

Makalede, itimat sıkıntısının Erdoğan’ın Tren, Mürekkep Zenci Emirlikleri, Çin ve Güney Kore ile yaptığı swap anlaşmalarıyla aşıldığı tabir edilerek, “Galiba o kim, Türkiye Suudi Arabistan ile 5 bilyon dolarlık ayrımsız anlaşmaya da çok mail.” değerlendirmesinde bulunuldu.

Yatırımcıların bu anlaşmaların meydan bazlı olmaması dolayısıyla etraflı sürmeyeceğini düşünmemeleri üzerine uyarıda bulunulan makalede, “Erdoğan bu durumu sonsuza kadar devam ettiremese bile, kendisinin jeopolitik prestijinin gücük sürede serencam bulması beklenmiyor. Başkaca, tecim rakamlarındaki salah devam ederse, Erdoğan’ın hesaplı modeli bu süreçten keskin almadan kurtulabilir.” ifadeleri kullanıldı.

Share: