Prof. Dr. Alpaslan Demir, ovalarda yapılaşmaya karşı uyardı

Prof. Dr. Alpaslan Çipo, ovalarda yapılaşmaya cebin uyardı

“Yerleşim alanlarını ovaların dışına çıkarmamız gerekiyor”

TOKAT – Prof. Dr. Alpaslan Demir, Yıldız Küçük Asya fay hattı üzerinde düzlük alan Tokat ve bölgesinde yaşanan balaban depremlere özen çekerek, “Yerleşim alanlarını ovaların dışına çıkarmamız gerekiyor” dedi.

Kahramanmaraş merkezli 11 ilde 43 binin üzerinde can kaybı, binlerce insanın yaralanması ve binaları yıkılmasına neden olan yer sarsıntısı binaların inşa edildiği mesnet güvenliğini gündeme getirdi. Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Bilim Gökçe Yazın Fakültesi Ruz Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alpaslan Çipo, Kuzey Küçük Asya fay hattı üzerinde bulunan Tokat’ta, 1942 Erbaa- Niksar depremi ve bölgede tarihte yaşanan büyük depremlere ilgi çekti. Çipo, Anadolu’nun fay hatlarının üstünde bir coğrafya olduğuna değinerek, “Ruz süresince Rum’bile meydana gelen yüzlerce yıkıcı deprem da göstermektedir kim Anadolu’bile ruhlu umum depremle yaşamasını bilmeli. 526 yılında Antakya’de meydana gelen depremde 250 bin birey hayatını kaybetti. 1509 yılında Amasya, Tokat, Sivas, Çorum ve çevresinde başlayan sarsıntı 45 periyot boyunca aralıklı ve keder benzeri şekilde devam etmiştir. Bu depremde genişlik aşkın İstanbul engel görmüştür. 5 binden fazla hayatını kaybeden vardır. Bu miktar o zaman İstanbul nüfusunun yüzdelik 5’ine balya geliyor. Şayet bugünkü nüfusla kıyaslarsak 1 milyon kişinin camit olması anlamına sağlık. Yaşadığımız Tokat şehri birlikte alelhusus Niksar-Erbaa hattı yer sarsıntısı kuşağında düz almaktadır. Bayağı günümüzde yaşanan Kahramanmaraş depreminden önceki Cumhuriyet Altını döneminin yer iri depremi olan 1939 Erzincan depreminde üstelik Niksar-Erbaa hattı heybetli kayıplar yaşadı” dedi.

“Itici gelgel geberik sayısını artırdı”

27 Açıklık 1939’bile olan Erzincan depreminde, depremin ölümcül etkisini zait faktörlerin başında mevsimin şita olması ve nakıs 35’ler derecesinde hissedilen itici hava olduğuna dikkat çeken Demir, “Vatandaşların maruz kaldığı itici hava durumu bekâr o anda ölenler üzere değil, hastalanan, yaralanan ve esen kalanlar için de ayrı tıpkı hınç olmuştur. Nahiye yollarının kar ile ciltli olması ve yollarda depremin etkisiyle kaymaların meydana gelmesi zelzele bölgesine müzaheret ulaştırılmasına bariyer teşkil etmekteydi. Antrparantez katar hatlarının da çökmüş olması Erzurum ve Sivas’tan kalkan yardım trenlerinin Erzincan’a ulaşmasını geciktirmekteydi. Geceleyin saat 2’bile olan ve eşkâl üssü Erzincan olan depremin şiddeti 7,9 civarında ölçülmüştür. Bu depremde resmi rakamlara göre; 32 bin 968 insan hayatını kaybetmiş, 116 bin 720 bina yıkılmıştır. Tokat, Samsun ve Ordu’dan üstelik depremin haddinden fazla şişman olduğu ve acilen insancasına yardımların yapılmasının mecburi olduğuna dair Ankara’ya değişik telgraflar çekilmiştir. 27 Mesafe 1939 günlü Esas üssü Erzincan olan 7,9 şiddetindeki iri yer sarsıntısı Erbaa’birlikte de muhteşem tahribat yapmıştır. Erbaa ile köylerinde 1659 çatı yıkılmış; kazada 881 geberik ve köylerinde de 15 geberik ve 27 çorlu tayin edilmiştir. Londra’dan mevrut haberlere bakarak; Küçük Asya keskin bire bir depremin meydana geldiği, bazen sismografların iğnelerinin kırıldığı ve bu depremin İsviçre ve İtalya’dan bile hissedildiği karşı bilgiler yer almaktaydı. Erbaa kazasında 1 Karı 1940 depreminde 6,2 şiddetinde olup 881 sevimli hayatını kaybetmiştir. 20 Fasıla 1942 günlü hareket 7 şiddetinde idi. 500’ün üzerinde ölüm yaşanmıştır. 27 Son Teşrin 1943 yıllarında yaşanan depremde dahi 300’e mümasil adam hayatını kaybetmiştir. Bu depremler sonrası site zemini kuvvetli ayrıksı tıpkısı alana atlamak zorunda kalmıştır” diye konuştu.

“Ovalar tarım içindir”

Çipo, tarihi süreçte yaşanan depremlerden dersler alınmasının gerektiğini ifade ederek, “Uygulayım Bilimi gelişse da insanoğlunun doğa ile saksı etmesi benzer değil. İskan dediğimiz kavram deneyim ile oluşmaktadır. Bu nedenle yerleşim alanlarını ovaların dışına çıkarmamız gerekiyor. Tarihi süreçte yaşanan depremlerdeki büyük kayıpların nedeni bu. Tokat yer sarsıntısı kuşağında saha alıyor ve alelhusus Niksar Erbaa hattı mehabetli. Burada hele ovalar üstünde yerleşmiş binaların istinatgâh etütlerinin yapılması gerekiyor. ve binalar nesir edilirken devletin belirlediği kurallara uyulması gerekiyor. Bizim yaşadığımız bu coğrafyada iri depremin üzerinden kestirmece 80 sene geçti. Kuzey Küçük Asya fay hattı dediğimiz hat hala enerjik bire bir şekilde. Bu giderek benzeri depreme hazırlıklı olmamız gerektiği anlamına geliyor. Yani depremin hangi zaman olacağını bilemeyiz. Ama tarihi proses bize gösteriyor ki biz kırık hatlarının üstünde bir coğrafyada yaşıyoruz. Zımnında giderek zelzele olacakmış kadar üstelik bu hayatı yaşamamız gerekiyor. Kurallara uyduğumuz müddetçe bunda sıkıntı olmaz. Amma dediğim gibi hele ovalar tarım içindir. Tarihi süreç boyunca böyledir. Yani oralarda tarım yapılır ve yerleşmeler yamaçlara kurulur. Buna dikkat gitmek gerekiyor. Amma ovaların üzerinde kurulan binalarını birlikte eğer yapılacaksa mesnet etütlerinin bol yapılması ve deprem yönetmeliğine uyarak birlikte binaların nesir edilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Share: