CHP Umumi Başkanı Kılıçdaroğlu, üniversite öğrencileriyle buluştu Açıklaması

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Cumhur Reisi adayının egosunu yenen, devleti alim, tanıyan, altılı masayı esasen çalıştıracak olan ana ara sıra kararları beraber beraberinde ahiz sözü veren birisinin olması geçişsiz. Bu çerçevede debi ediyoruz.” dedi.

Kılıçdaroğlu, CHP Umumi Merkezi’nde, Valör Başmaklık Üniversitesi Hususiyet Kulübü öğrencileri ile aynı araya geldi. Öğrencilerin sorularını yanıtlayan ve taleplerini dinleyen Kılıçdaroğlu, hal önerilerini anlattı.

Eğitim sisteminin tümüyle hüsran ettiğini öne süren Kılıçdaroğlu, sistemin yeniden yapılandırılması gerektiğini söyledi. Başarılı benzeri eğitimin göstergelerini sıralayan Kılıçdaroğlu, Türkiye’üstelik eğitim bilimi sisteminin bilmeden dayandığını ve imtihan çözmeyle geçtiğini bu nedenle iptila duygusunun büyümediğini aktardı.

Terbiye reformunda arz kudretli ülkenin Finlandiya olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, bu başarılı eğitim reformunu yapan vekil yardımcısını Türkiye’ye davet ettiklerini söyledi. Icra Vekili yardımcısının Türkiye’ye geldiğini, Milli Eğitim Bakanlığı karışma almak amacıyla yetişek bileşenlerinin tümüne bilim gönderdiklerini aktaran Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“Biz nida ettik. Finlandiya’birlikte terbiye reformunu pekâlâ yapmışlar gelin siz da dinleyin, dedik. Terbiye konusundaki üdeba de dahil doğmak üzere çağırma ettik. Tıpkısı kısmı geldi ayrımsız kısmı gelmedi ama Milli Eğitim Bilimi Bakanlığından hiç kimesne gelmedi.

Biz büyük ölçüde yararlandık oradan amma eğitimi başarılı kılmamızın asıl yollarından birisi bile öğretmeni toplumun hatırlı bir kişisi yapmanızdır. ‘Ay başını şüphesiz getireceğim’ diyerek hoca düşünürse özlük gücünü, birikimini öğrenciye veremez ayrıksı şeyler düşündüğü için. Tığ bire bir öğretmenler çığır kanunu çıkaracağız. Hakim ve savcıların ayrı tıpkısı yasası nasıl varsa öğretmenler için bile ayrı aynı kanun olmalı. Öğretmen üniversiteden başlayıp yetiştirme yurdu öğretmenleri büyüklüğünde bilcümle kademelerde toplumun bildirme hatırlı kişisi kendisine konumlanmalı. Öğretmenin dolgunca aynı aylık alması sağlanmalı. Kadrolu, sözleşmeli, ücretli sarıklı diye niteleyerek ayrım olmamalı. Hoca öğretmendir. İyi bire bir aylık almalı.”

YÖK’ün kaldırılması, üniversitelerin öz kültürlerini oluşturması ve kişi dekanlarını belirlemesi gerektiğini tamlayan Kılıçdaroğlu, üniversitelerin hikmet üreten hava haline gelmesinin majör olduğunu kaydetti.

Amerika’da teknoloji üstüne dünyanın bire bir numaralı üniversitesindeki akademisyenlerle ve öğrencilerle görüştüğünü nâkil Kılıçdaroğlu, bilimde ve teknolojide gelişmelerin zahir olduğunu ve Türkiye’nin ne durumda bulunduğunu gördüğünü söyledi.

Dünyadaki gelişmelerden habersiz olunması yerinde ülkenin yönetilemeyeceğini belirten Kılıçdaroğlu, bağırsak kavgalar içre kısır çekişmelerin kimseye benzeri özdek kazandırmayacağına belen etti.

Türkiye’yi ileriye taşımanın yolunun üniversiteler olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, 21. yüzyılın arz oylumlu aktörünün üniversiteler olduğunu, bilgelik üretmeyen bir ülkenin geleceğinin olmayacağını dile getirdi.

Osmanlı’nın, Endüstri Devrimini kaçırdığı üzere battığını tabir eden Kılıçdaroğlu, şu anda teknoloji çağında olunduğunu, teknoloji devriminin kaçırılmaması gerektiğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Hepinizin cep telefonları var balaban tıpkısı ihtimalle. Hiçbirisi Türkiye’dahi üretilmiyor. O antlaşma Türkiye’nin pozisyonu hangi? Munzam değeri faziletkâr yayın üreten ülkelerin pazarı kalkışmak. Biz iş değil, tarh etmek istiyoruz. Kim yapacak bunu? Üniversiteler. Şayet siz üniversiteleri hikmet üreten kurumlar olmaktan çıkarıp, ‘Bizim partinin üst bahçesi olsun. Siyasetin dip bahçesi olsun’ dediğiniz andan itibaren orası darülfünun olmaktan menfaat. Üniversitelerin tıpkı başka özelliği, gelişigüzel makule düşüncenin özgürce tartışıldığı mekanlardır üniversiteler. ‘Vay efendim, sen hastalık böyle düşündün’ diye niteleyerek üniversite hocasını üniversiteden atarsanız orası üniversite imkânsız. Ora apayrı tıpkısı madde olur.

Erdemli yetenek inşası diye tıpkı fehva var. Ihtimal hiç duymamışsınızdır. Tıpkısı toplumun yüzde 1,5-2’si üstün zekalılardan oluşur ve siz bunları özlük ülkemizde sancımak, ayrıca dünyanın başka ülkelerindeki zeki çocukları bile kişi ülkemize ilam etmek zorundasınız. Silikon Vadisi böyle kuruldu, buharlı motor hakeza keşfedildi. İngiltere’nin yurttaşlık üzere aradığı koşullardan birisi şu, ‘Dünyanın bildirme koskocaman 20 üniversitesinden mezun olanlara tek şart aramadan vatandaşlık veriyorum, elkızı’ diyor. Tığ 250 bin dolara ofis alırsan vatandaşlık veriyoruz. Aradaki farka bakın. Siyaset kurumu bunun farkında kalkmak zorunda amma üniversitede okuyan mektepli birlikte bunun farkında almak zorunda. Damarı Bozuk halde ülkemizi büyütemeyiz.”

“Her sandıkta görevli arkadaşlarımız olacak”

Aynı öğrencinin “Akıbet zamanlarda birkaç bomba patladı ve sosyal medyanın kapanmasından hiçbir habere ulaşamadık. Bu durumun aynısının seçme gecesi olması yerinde hangi kadar önlemler almayı planlıyorsunuz?” sorusuna Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:

“Burada büyük olan şu, siz sandıklara eş çıkacak mısınız? Biz bunun üstünde duruyoruz. Onların beklentilerine bakarak politika oluşturursak akıbet alamayız. Tığ özlük beklentilerimize bakarak ve vatandaşın güven içinde gidip sandıkta oy kullanabileceği ayrımsız proses yaratmak zorundayız. Hangi yaptık bununla ait? Türkiye’da kısaca 200 bine mümasil sandık var. Herhangi Bir sandıkta işyar arkadaşlarımız olacak. Işyar olan her can kaymakamlık başkanı, toprak başkanı bize listeyi gönderiyor ‘Bunlar sandıkta CHP görevlileridir’ diye. Adı, soyadı ve telefonu var. Biz buna rağmen tüvana gönüllü arkadaşlarımız var. Onlar beherglas ille ve ilçeye telefon ediyorlar. Hangi sandıkta görevlisiniz? ‘Şu sandıkta görevliyim’ diyorsa yanına ayrımsız zait koyuyoruz. Biliyor, gidecek sandıkta fariza yapacak. ‘Haberim yok, kim yazdı bunu’ diyorsa yanına tıpkı eksi koyuyoruz. İl başkanını, ilçe başkanını arıyoruz bu kişiyi listeden çıkar ve yıpranmamış tıpkı benibeşer haliç, diyoruz.”

Iri merkezlerin tümünde barolarla ittifak yaptıklarını, her okulun önünde banko benzeri avukat olacağını dile getiren Kılıçdaroğlu, sav çıktığında oradaki memur avukatın hemen gidip olaya engelleme edeceğini anlattı.

Kılıçdaroğlu, gençlere şöyle seslendi:

“Sizden bir tane istediğimiz sandığa gidip oy kullanmanız, o kadar. Yani onun dışındaki güvenliği biz sağlayacağız. Antrparantez kasa başında olan hempa çökertme telefonuyla fotoğrafını çekecek ve bize gönderecek. Yavaşladı, 10 dakika sonradan 15 dakika sonradan gelir. Cesim olan tutanağı imzaladığı andan itibaren onun fotoğrafını çekmiş olması ve bize göndermiş olması. Biz burada toplayacağız. Biz bunun denemesini İstanbul seçimlerinde yaptık. Faziletkâr Seçme Kurulu bire bir uzaklık seçim sonuçlarını vermedi amma bizim elimizde bilcümle tutanaklar vardı isterse 3 devir sonraları versin. Ne fark valör? O tutanaklar zaten elimizde o çerçevede benzeri mesai yapıyoruz.”

Aynı öğrencinin “Altılı Ganyan masa olarak iktidara gelindiği takdirde milletvekili sisteme geçileceği söyleniyor. İktidara gelindiği takdirde başkanlık sisteminde kalınma ihtimali var mı?” sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, “Şu haddinden fazla balaban, seçeceğiniz reisicumhur adayı, egosunun esiri olmayacak. Egosunun esiri olursa şöyle tıpkı resim ortaya kazanç, ‘Oh hangi pir ya cumhur reisi seçildim, bire bir imzayla seçme şey oluyor, nereden bundan sonra bu güçlendirilmiş vekil herkes? Ben bunu kabul ediyorum ve böyle devam edeceğim’ derse olanaksız. O nedenle Reisicumhur adayının, egosunu yenen, devleti alim, devleti tanıyan, altılı ganyan masayı tekrar çalıştıracak olan ana bazı kararları beraber müşterek ahiz sözü veren birisinin olması lazım. Bu çerçevede akım ediyoruz. Başkanlık sisteminde kalma ihtimali var mı? Faydalı.” şeklinde konuştu.

“Sağlık dağılımında alışılmadık aksaklık var”

“Şu zaman kim gençlerin özge kuşaklardan ayrı olduğu söyleniyor. CHP kendisine gençlere bittabi ulaşmayı planlıyorsunuz?” sorusu konusunda Kılıçdaroğlu, öğretmenlerin, üniversite öğrencilerinin, üniversiteyi bitirenlerin, herkesin kendine göre beklentisinin olduğunu rapor etti.

Gençlerin özgürlük istediğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, “Benim müstakil dünyama sebep politikacı müdahale ediyor? Benim tweetime sebep engelleme ediyor? diye eleştiriler dahi var. Bu çerçevede biz gençlere yaklaşıyoruz, gençlerle konuşuyoruz.” dedi.

Geleceği iri ölçüde az dışında arayan, bu gidişten gönül belası duyan ve geleceği dışarıda arayan umutsuz bire bir toyluk bulunduğunu belirten Kılıçdaroğlu, gençlerin umutsuz ve geleceği daraç dışında aramalarının ana aynı nedeni olduğunu kaydetti.

Kılıçdaroğlu, “Benim kuşağım, bizler babamızdan daha mebzul aynı terbiye aldık ve babamızdan henüz bol tıpkı gelir standardını yakaladık. Sizin kuşağınız ise babanızdan annenizden elan ferah tıpkı eğitim almanıza karşın onlardan henüz düşük tıpkı gelire mahkum ediliyorsunuz. Bu mutsuzluk yaratıyor. Bunu sakın unutmayın. Bu bizim Cumhuriyet tarihinde ilk kez yaşanıyor. Daha ferah eğitim bilimi alan tıpkı gömlek, annelerinden ve babalarından daha düşük benzeri gelire mahkum ediliyorlar. Çünkü dirimlik dağılımında alışılmadık aksaklık var.” değerlendirmesini yaptı.

Bu tablonun umutsuzluk yarattığını, gençlerin dar dışına müracaat etmek istediğini rapor fail Kılıçdaroğlu, “Daraç dışında ise bütün gençlere kapı aralanıyor. ‘Gelin’ diyor çünkü liyakatsiz maliyetle üniversite mezunu olacak. Bütün maliyeti elhak Türkiye çekti. Anneler, babalar çekti. Oraya gidiyorsunuz, başarısız saygınlık üniversite mezunu birisi. Alıyor. Buradan fehmetmek geçişsiz Türkiye’yi.” diye konuştu.

“Seçme Kanunu tıpkısı çarpış hukuku ürünüdür”

“Türkiye el erki namına neler kaybetti?” sorusuna eşit Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:

“Demokrasi neler kaybetti? Haddinden Fazla madde kaybetti gerçekte demokratlık. Tıpkısı şey yaşadık aslında. Türkiye’da insanımız yaşayarak görüyor, okuyarak değil ve kararını ondan sonradan veriyor. Demokrasinin nasıl kaybedildiğini gördük. Seçkin darbeden sonraları, askeri darbeden sonraları yahut askerlerin seçme müdahalesinden sonra bir hususiyet oluştu. Hususi ayrımsız ünsiyet oluştu. Tığ CHP adına buna darbe hukuku diyoruz. Darbe hukuku, darbe hukukundan arınmadıkça tümce el erki olmaz. YÖK, ayrımsız darbe hukuku ürünüdür. Seçim Kanunu, aynı darbe hukuku ürünüdür. Buradan cins anlamda demokrasiyi getirmeliyiz. Çarpış hukukundan, hususiyet sistemini arındırmamız geçişsiz.

Örnek, sandığa gideceksiniz, oy kullanacaksın. Mebus seçeceğinizi sanıyorsunuz. Siz saylav seçmiyorsunuz ki milletvekillerini seçen genel başkanlar. Sizin önünüze çizgilik konuyor. Siz listenin altına oyunuzu kullanıyorsunuz. Yani kavim kişi milletvekilini seçmiyor. Neyin ürünü bu? Çarpış hukukunun ürünü. Tamam bizim dışımızda bunu dile getiren var mı? Kimesne getirmiyor. Dizge hayatından çok memnun. Bunun doğurduğu akıbet hangi evet? Parlamentonun iradesi tutu altına alınıyor. Mustafa Kemal Atatürk’ün arz yaşayan olduğu dönemde de Meclis Mustafa Kemal Atatürk’e başkumandanlık yetkisini hemen 3 ay süreyle vermiştir. ‘Yetki bendedir’ demiştir, vermem. Sakarya Savaşı, başka savaşlarda 3 ay süreyle verdim, 3 kamer sonraları gelmediyse yine bilgelik ver. O nedenle adı Gazi Divan’tir.

Deminden, namevcut öyle bire bir öz. Demokraside çok madde kaybettik ama kaplamak zorundayız. Temel anlamda demokratlık geldiği antlaşma demokrasinin bir bambaşka özelliği de kişilerin birey ve para güvenliğinin korunması demektir.”

“Olasılı iktidarınızda halktan yana mı yoksa haktan yana mı tıpkı siyasa izlemeyi düşünüyorsunuz?” sorusu konusunda Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“Türe mı? El mı? İkisi dahi. Hakkın olmadığı yerde sizin hakkınızın savunulacağı tıpkısı mekanizmanın olmadığı yerde doğrusu el birlikte olanaksız. Temas birimizin tek tek hakları var ve demokrasi geliştikçe bu hukuk artıyor. Yoksul olan birisi su parasını ödemedi diye niteleyerek suyunu kesemezsiniz. Bu insan haklarına aykırıdır. Elektriği söndüremezsiniz. Evde yavru varsa yaşlı varsa sakat varsa şüphesiz elektriğini söndürebilirsiniz? Bu onun hakkıdır filhakika. Demin genel ağ hakkınız var. Sizin internetinizi kesemezler. Siz dünyaya bildirişim bina etmek zorundasınız. Bu hakların sağlandığı ve bu hakların savunulduğu alan halkı oluşturur. ‘Benim hakkım var diyecek. Bana kimse dokunamaz çünkü ben insanım.’ diyecek.”

Doğanın, sokaktaki kedinin, köpeğin, ağacın de hakkı bulunduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, “Tek ağacı istediğiniz kabil kesemezsiniz. Bire Bir suyu istediğiniz kabil kesemezsiniz. Doğayı istediğiniz üzere halel edemezsiniz. Türkiye bunda çokça gerilerde gerçekte. Gençlerde giderek bu duygularda ama Türkiye çok geride.” dedi.

“Halkın herhangi bir katmanıyla yunak, istekle ilgiler kurmak istiyoruz”

Kömür santrallerini ki yapıyorsa dünyanın hiçbir para kuruluşunun oraya emniyet açmayacağı konusunda karar aldığını rapor eden Kılıçdaroğlu, “‘Dünyanın neresinde olursanız olun çevreyi mi kirletiyorsunuz katiyen açmayacağız’ diyorlar. Tığ Paris İklim Anlaşması’nı imzaladık. Şimdi iklim anlaşmasına uymazsanız ve sizin burada kömür santralleri olursa bizim dış satımcı, Avrupa Birliği’ne dünyalık ihraç ettiğinde katma alacak ödemek zorunda kalacak. Yani rakiplik eşitliği bozacak. Dünya bizi zorluyor gerçekte. Dünyayla beraber değer koşullarda el erki içre gelişelim diyerek.” şeklinde konuştu.

Kadının kılık kıyafetiyle uğraşılmayacağını belirten Kılıçdaroğlu, CHP’nin 1935’teki kurultayını hatırlattı.

Kılıçdaroğlu, o dönemin bir tane tümen dönemi ve Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatta olduğunu, kongre konusunun “Kadına giz ve çarşaf yasaklansın mı yasaklanmasın mı? Bu konuda yasa teklifi verelim mi? Vermeyelim mi?” olduğunu söyledi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

“Dört zaman tartışılır, dördüncü günün böylecene şu karara varılır. Kadının foto kıyafetiyle uğraşılmaz ama kadın manto taşımak istiyorsa ahali evleri manto yapacak, çarşaf giyen avrat gelip mantoyu bedava matlup, hiçbir servet ödemeden, istiyorsa giymeyecek. 1935’te kadına bakışa bakın 2000’li yıllarda Türkiye’nin kadına bakışına bakın. Zımnında başörtüsü üstüne bizim verdiğimiz yasa teklifi, diğer şeyler, yaptığımız hataları alma, helalleşme sürecini başlatma aslında 1935 kurultayının tıpkısı devamıdır.

Yani halkın partisi doğmak istiyoruz, işin Düpedüz bu. Halkın herhangi bir katmanıyla sıcak, candan münasebat dayamak istiyoruz. Biricik isteğim, zinhar ola kim ‘Sandığa gitmiyorum’ demeyin. Nasıl gidin kesin vicdanınızın sesini dinleyeceksiniz ve oyunuzu ona bakarak kullanacaksınız doğrusu. Türkiye’nin kaderini siz değiştireceksiniz. 6 milyon güre sandığa gidecek, ilk defa oy kullanacak. Demokrasiden yana fikir kullandığınız ahit filhakika Türkiye’nin kaderini değiştirmiş olacağız.”

Share: