Türkiye’de HIV görülme yaşı 15’e büyüklüğünde indi

Türk Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği HIV/AIDS Emek Grubu Başkanı Prof. Dr. Öz Akalın, 1 Boşluk Acun HIV/AIDS Günü nedeniyle heybetli bilgiler verdi. Prof. Dr. Akalın, “Ülkemizde HIV ile yaşayanların genişlik kırıcı oldukları yaş aralığı 20-45 arasıdır. bununla birlikte 15-19 yaş aralığında sonuç yıllarda dikkati çekici aynı artım bulunan” dedi.

Dünya Esenlik Örgütü (DSÖ) yoluyla önceki adına 1988 yılında HIV üzerine farkındalık yaratmak üzere belirlenen 1 Boşluk Dünya HIV/ AIDS Haset nedeniyle konuya özen çeken uzmanlar, ülkemizde 2000-2018 yılları arasındaki dönemde HIV enfeksiyonu görülme sıklığının yüzdelik 400 oranında artım gösterdiğini kaydetti. Türk Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) HIV/AIDS Say Grubu Başkanı Prof. Dr. Günahsız Akalın, 1 Fasıla Acun HIV/AIDS Haset zımnında yaptığı açıklamada, HIV enfeksiyonunun görülme yaşının ergenlik çağı çağına kadar düştüğünü vurguladı. Prof. Dr. Akalın, “Ülkemizde 2000 yılının esasen 2018 yılına büyüklüğünde yüzdelik 400’lere vasıl ayrımsız artma mevcuttur. Bu artışta şan oynayan heybetli faktörler adına HIV prevalansı erdemli olan bazen yandaki ülkelerle yakın turistik ilişkilerimiz, toplumda HIV enfeksiyonu üzerine farkındalığın yeterince ufak tefek olması, HIV enfeksiyonu açısından riski elan faziletkâr olan alıngan  gruplara yeterince ulaşılamaması, damgalama, ayrımcılık ve ölçülü öğretimde seksüel posta ile bulaşan enfeksiyonlardan korunma eğitiminin ehliyetli olmaması gibi nedenler sayılabilir” dedi.

“HIV VE AIDS AYNI MOLEKÜL DEĞİL”

HIV enfeksiyonu ile AIDS’in benzeri şey olmadığına dikkat calip Prof. Dr. Akalın, şu bilgileri verdi: “HIV’in vücuda girdikten bilahare genellikle viral tıpkı dal teneffüs yolu enfeksiyonu kabil seyreden akut dönemini, süreğen enfeksiyon (asemptomatik ahit) dönemi izler. Bu dönemde birlikte HIV enfeksiyonundan şüphelenebileceğimiz ağızda tekrarlayan yalan enfeksiyonları, geceleyin yanığı kabil hastalıklar oluşabilir. HIV vücuda girdikten sonraları muafiyet sisteminin hücrelerini (CD4+ T-lenfositleri) antlaşma süresince doğrudan ve dolaylı olarak hasara uğratır, azaltır ve bağışıklık sistemini zayıflatır. Bu bağışıklık sistemi hücrelerinin sayısının 200/mm3’ün altına düşmesi ile AIDS dönemi başlar. HIV enfeksiyonu eğer eskiden tanınarak otama edilmezse, kısaca 8-10 almanak süre içerisinde bu döneme ulaşılır. Bağışıklık sisteminin güzel zayıfladığı bu dönemde, bağışıklık sisteminin normal olduğu kişilerde çor yapmayan ya de kalın görülmeyen mikroorganizmaların yaptığı enfeksiyonlar (oportünist enfeksiyonlar) ve kaposi sarkomu, lenfoma kabilinden kanserler gelişir.”

TÜRKİYEDEKİ SAYININ 70 BİNLERE ULAŞTIĞI TAHMİN EDİLİYOR

2021 yılı sonu itibariyle dünyada 38,4 milyon HIV enfeksiyonu ile canlı yaşama olduğunun anlayış edildiğini kaydeden Prof. Dr. Akalın,  “Günümüze büyüklüğünde kısaca 40 milyon yaşama AIDS ya de AIDS ile münasebetli oportünist enfeksiyon ya dahi kanserlerden kaybedilmiştir. 2021 yılında 1,5 milyon kullanılmamış HIV enfeksiyonu saptanmış olup, AIDS ve AIDS ile ilişkili komplikasyonlar zımnında 650 bin emanet yaşamını yitirmiştir. Ülkemizde ise 2021 yılı sonu itibariyle Afiyet Bakanlığı resmi kayıtlarında 32 bin hayat HIV ile yaşıyor olarak raporlanmıştır. Bunlardan 26 bini koca bireylerdir. Hastalığından habersiz olduğu melhuz kişilerle bu arada ülkemizdeki HIV ile yaşayanların sayısının 65-70 bin arasında olduğu tahmin edilmektedir” dedi.

“YALNIZ YARISININ BULAŞ YOLU BİLİNİYOR”

Virüsün ülkemizdeki sunu sık bulaş yolunun eşeysel yolla olduğunu anlatan Prof. Dr. Akalın, “Resmi kayıtlarda bulaş yollarının takkadak yarısı eksiksiz kendisine raporlanabilmiştir. Bulaş açısından durumu bilinen kişilerin yüzde 97,1’inde bulaş yolu eşeysel ilişkidir. Eşeysel yolla bulaşın de kestirmece yüzde 67’sini heteroseksüel (kadın-eş) münasebet, yüzdelik 33’ünü ise ayvaz-eş ilişkisi ve biseksüel ahzüita oluşturmaktadır. Ülkemizde HIV ile yaşayanların bildirme ağır oldukları yaş aralığı 20 ila 45 yaş arasıdır. amma velakin 15-19 gözyaşı aralığında son yıllarda dikkati çekici tıpkısı artış mevcuttur” diyerek konuştu.

“KOVİD, HIV TESTLERİ VE TAKİBİNİ SEKTEYE UĞRATTI”

Kovid pandemisiyle beraber HIV testi yaptırma olanaklarının de kısıtlandığına dikkat çekici Prof. Dr. Akalın, şunları söyledi: “Son yıllarda resmi kayıtlara girenlerin azalması, Kovid-19 pandemisinin getirdiği karantina ve kapanma ya üstelik bahis ile ait bakım veren kliniklerin ağız ağıza Kovid hastalarına yönelmesi kadar kısıtlamalar nedeniyle test yaptırma olanaklarının pandemiden huysuz etkilenmesine bağlanmaktadır. 2023 yılında bu artım ivmesinin normale dönmesi beklenmektedir. 1996 yılından itibaren faal kombinasyonların tedaviye girmesi ile yıpranmamış enfeksiyon sayılarında ve AIDS’e mecbur ölüm oranlarında yıldızlı azalma meydana gelmiştir. Tedavisini uyumlu sürdürenlerde dirim süresi beklentisi, HIV ile yaşamayanlara göre az daha bir seviyeye gelmiştir. Bu tedaviler HIV’i vücuttan ağız ağıza silmediği amacıyla tedavinin hayat boyu eğlenceli adına alınması gerekmektedir. Yapılan çalışmalarda tedavisini ağır ezgi kendisine alan ve HIV’in kandaki seviyesi en beş altı 6 ay ölçülemeyecek düzeyde  seyredenlerin bulaştırıcı olmadığı gösterilmiş ve bu sonuçlar belirlenemeyen (B) = bulaştırmayan (B) yaklaşımını getirmiştir (B=B). Damgalama ve ayrımcılık türe ihlallerini yanında getirmektedir. Bütün sosyete yerine damgalama ve ayrımcılık ile savaşmamız gerekmektedir.”

Share: